Yaz kreasyonu yine her trendden çalıyor. Pasteller bir yanda, bas bas
bağıran etnik desenler diğer yanda. Dileyen çiçeklere bürünüyor, dileyen
desenleri birbirine karıştırmaya çalışıyor. Her kreasyon olduğu gibi
çok fazla çeşit ve trend söz konusu. Yalnız ekonomik durgunluğun da
etkisiyle çok ciddi farklar söz konusu değil. Bu iyi haber! Çünkü küçük
güncellemelerle gardırobunuzu yeni kreasyona hazır etmeniz mümkün. Yine
de trendlerin içinde boğulmayasınız istedik ve öne çıkan parçalarla
görünümleri belirledik. PPR fotoğrafçılarından Ozan Kıymaç'ın
görüntülediği yeni kreasyon çekimimizin styling'ini ise, Mehlika Aydoğan
yaptı.
Fransız balıkçılarından yadigar Breton çizgileri, bu
kreasyon tavan yapıyor. Ancak balıkçılar denize düştüğünde kolay
görünebilsin diye kullanılan bu beyaz üzerine lacivert çubuklardan
sıkılanlar, çizgisini değiştirmeye başladı bile. Yine enine ama biraz
daha kalın ve mümkünse farklı renklerde... Alexander Wang'daki gibi
kırmızı ağırlıklı veya Gareth Pugh'deki gibi siyah-gri versiyonlar
mesela. Bu arada çizgiler sadece bluzlarda değil; Giysi, ceket ve
pantolonlarda da önümüze çıkıyor.
Askeri modanın bir diğer
mihenk taşı, kargo pantolonlar. Jean Paul Gaultier, Chloe, Max Mara'dan
yola çıkarak bu son derece maskülen parçaya nasıl feminen unsurlar
ekleyeceğinizi görebilirsiniz. Topuklu ayakkabılar, şart. Veya babet
gibi, sandalet gibi feminen modeller. Üzerine mutlaka kadınsı unsurlar
taşıyan parçalarla giyilmeli; çiçek desenleri, danteller, fırfırlar...
Paçaları yine tulumlarda olduğu gibi kıvırmaya bakın; bu kreasyon ayak
bileklerini saklamıyoruz. Bir de kargo pantolon giyerken sakın bir başka
askeri unsur daha kullanmayın.
Zincir değil illa ki. Ama
mutlaka uzun saplı çantalar kullanılıyor bu yaz. kreasyonun hit çantası
Mulberry Alexa'nın bile ayrıca uzun sapları var, dikkat ederseniz.
Jeanlerle özellikle çok hoş duruyor uzun saplar. Geceye minik
versiyonlarını takacağımızı belirtmeme gerek yok sanırım.
Tulumun
modası birkaç kreasyondur devam ediyor aslında. Ama bu baharla beraber
gardırobun olmazsa olmaz parçasına dönüşüyor. Hem jumpsuit denen
pantolonlu modeller, hem de playsuit denen kısa; şortlu modeller oldukça
revaçta. Givenchy podyumundaki gibi havuç pantolonlu, geniş dekolteli
olanlar geceye rahatlıkla giyilebilir. Stella McCartney'den örnek
alınarak straplez modeller de tercih edilebilir. Köklerine dönen Ralph
Lauren, salopet biçiminde sahiplenmiş trendi. Jean'i çok gördüğü
noktada, jean görünümlü saten salopetlere yönelmiş. Roberto Cavalli ise
tulumlarını katmanlı giyim trendinin hizmetine sunmuş; gömlek üzerine
şifonlu denemelerde bulunmuş. Giysi gibi hayat kurtarıcı görünse de,
oldukça riskli bir parçadır, tulum. Styling konusunda kendinize
güvenmiyorsanız, en doğrusu üst ve alt olarak iki parça giymiş gibi
kullanmanız. Takacağınız kemer, bel girintinizi ortaya çıkaracaktır.
Görünümü hareketlendirmek için üzerine bir de blazer ceket öneririm.
Jean ve deri ceketler de tulumlarla güzel durur bu arada. Tulumları bu
kreasyon kokteyl Giysileri yerine tercih edebilirsiniz. Özellikle gece
için, paçalar kıvrılıyor; topuklu sandaletler veya yazlık botlarla
tamamlanıyor. Bir de tabii dev aksesuarlarla... Gündüz tulumlarının da
paçaları kıvrılabilir; sandaletler ve Oxford ayakkabılarla
tamamlanabilir. Playsuit'ler ise yaz sıcaklarındaki tulum alternatifi
olacak. Grunge akımından hareketle çiçekli modeller tercih edilecek.
20'likler soket çorap ve Oxford ayakkabılarla, 30 üzerindekiler ise
sandaletlerle giyecek. Bir hatırlatma; tulumunuzu seçerken kreasyonun
modası olan pudra ve pastel tonlarından çok şaşmamaya, zaten iddialı
olan bu parçaya "Herkes derhal bana baksın!" altmetni eklememeye bakın.
Kanalda
bu kreasyon yalnızca saboların değil, hasır ve rafyanın geri dönüşünün
de elebaşılığını yapıyor. Karl Lagerfeld önderliğindeki akım hem günlük;
büyük çantaları hem de portföyleri kapsama alanına almış. Ayakkabılar
da bu hasır emperyalizmine kayıtsız kalamamış tabii ki. Rafya ve hazır
gibi yumuşak, yazlık materyaller Kanalda'den sonra en çok Armani ve
Gucci koleksiyonlarında karşımıza çıkıyor. Tabii oradan da sinsice diğer
markalara sızıyor.
Yeni kreasyon pastelciler ve desenciler
olarak ikiye ayrılıyor. Desencilerin bir kısmı soyut, bir kısmı dijital
baskıları, bir kısmı grafik, bir kısmı da etnik desenleri tercih edecek.
Güney Afrika'da yapılacak 2010 Dünya Kupası'nın etkisiyle Afrika
esintileri de çok revaçta. Nijeryalıların Ankara adını verdikleri
kumaşının modern parçalarla kombinasyonlarını sık sık göreceğiz. Esas
mesele ise tüm bu desenleri karıştırabilmekte, hepsini ahenk içinde
kullanabilmekte... Desen karıştırmak, sokakta yıllardır tercih edilen
bir görünümdü. Ama son birkaç kreasyondur tasarımcıları da yeniden
cezbetti. Bu kreasyon Balenciaga, Diane von Ferstenberg, Marc by Marc
Jacobs, Nicole Farhi, Paul Smith, Anna Sui ve tabii ki Dries van
Noten'la tavan yapıyor desen çarpışmaları. Tasarımcısına kolay da, biz
nasıl becereceğiz bu riskli kombinasyonları? Bir kere maymuna dönmemek
için dengeyi tutturmak çok önemli. Desen karıştırma tecrübeniz yoksa,
işe yakın renklerle başlamak gerekiyor. Bir baz rengi bulursanız çok
daha iyi. Birbirini bastırmayan desenler kullanmaya da gayret edin; çok
büyük çiçeklerle çok büyük çizgileri bir arada kullanmayın mesela. Onun
yerine küçük puantiye veya ince çizgileri tercih edin; hepsi bir anda
bağırmasın. Puantiyeler, çok kalabalık olmayan ve rahatlıkla deney
yapabileceğiniz desenlerdir; onlardan başlayın. Aksesuar da kullanın ama
abartmadan tabii. Elinizi korkak alıştırmayın; desen deneyleri çok
eğlenceli olacak. Hem kıyafetlerinize bambaşka bir gözle bakmaya
başlayacak, hem de gardırobunuzda yepyeni cevherler keşfedeceksiniz.
Bluz: Dries Van Noten Pantolon: Emilio Pucci (Harvey Nichols) Ayakkab:
Stefanel Kemer: Stefanel Kolye: Parisistanbul (Building)
Pudra
tonlarıyla şekillenen kreasyonun en çok öne çıkan unsurlarından biri,
fırfır. Bu hem eğlenceli hem de romantik detay Valentino'dan Nina
Ricci'ye, Dolce&Gabbana'dan Givenchy'ye kadar her yerde. Stella
McCartney'nin Giysilerine bakarak da, fırfırların bu kreasyonki duruşunu
anlayabilirsiniz. Yalnız kullanılan bölgeyi daha geniş göstereceği
için, fırfır detaylı kıyafetleri giyerken dikkat etmek gerekiyor.
Kalçalarınız genişse, vücudun üst bölgesinde tercih etmelisiniz mesela.
Ayaklarınız büyükse de fırfırlı ayakkabılardan uzak durmalısınız. Diğer
taraftan, bu Giysideki gibi dikey inen küçük fırfır detaylarını, birçok
vücut tipi kaldırabilir. Tek omuz ve/veya tek kollardan da henüz
kurtuluşumuz yok. Calvin Klein'ın minimalist koleksiyonunda da,
Lanvin'in tuvaletlerinde de, Balmain'in mini mini Giysilerinde de kollar
tek tarafı vurguluyor. Ve evet; tek kolla beraber tek omuz trendi de
devam ediyor. Özellikle de kokteyl Giysileri ve tuvaletlerde.
Giysi: Robert Rodrigez Ayakkabı: Nicholas Kirkwood Kolye: Burberry Bileklik: Fendi
Thomas
Burberry'nin ikonik buluşu, trençkot 1. Dünya Savaşı'ndan beri moda
sahnesinde. Gardırop klasiklerinin başında gelen bu giyim parçası,
'trençkotun binbir hali' temalı Burberry ilkbahar-yaz koleksiyonundan da
anlaşılabileceği gibi, kreasyonun hitlerinden. Onlarca farklı malzeme
ve renkle yapılan modeller ve trenç Giysilerin benzerlerini hemen bütün
markalar yapmaya çalıştı. Marc Jacobs olsun, Christian Dior olsun, Max
Azria olsun; kimse trençkota kayıtsız kalamadı. Yine de bizim favorimiz,
işin ehlinin elinden çıkanlar. Burberry'nin baştasarımcısı Christopher
Bailey'nin düğüm ve burgu detaylarıyla hareketlendirdiği parçalar,
modaya sanat arasındaki sınırı belirsizleştiriyor. Giysi havası da
verilebilecek bu modellerden yana olmasa bile seçiminiz, bahar aylarını
trençkotsuz geçirmeyin bu kreasyon. Düz ayakkabılar, stilettolar,
sandaletler, skinny pantolonlar, paçası kıvrık havuç pantolonlar,
şortlar... Her şeyle tamamlayabilirsiniz trençkotunuzu. İddialı
aksesuarlar ve canlı renklerle modernize edebilir, kemerle bel
girintinizi belirginleştirebilirsiniz. Trençkot: Burberry Gözlük: Kiss
(Tabe Kıyamet) Ayakkabı: Nicholas Kirkwood (Harvey Nichols)
Bu
kreasyon trençkotun saltanatı geri dönüyor dedik. Ama trençkotla
beraber trenç Giysiler de revaçta. Lanvin ve Dior'da örneklerine
raslayabileceğiniz bu parçalar, bahar aylarının favorilerinden olacak.
Yine riskli bir kıyafet tabii. Çıplak tene trençkot giymiş gibi
görünmemesi için kumaşın saten veya ipek gibi materyallerden seçilmesi
gerekiyor. Bej, haki gibi trençkotla özdeşleşen renklerden de
kaçınılmalı. Victoria Beckham'ı örnek alarak siyah trenç Giysileri
deneyebilirsiniz. Parlak ve canlı renkler de Giysinizi dış giyim
yanılgısından uzaklaştıracaktır. Mutlaka hoş bir kemerle ve
stilettolarla tamamlayın.
Askeri temanın her unsuru modayı
esir aldı bu kreasyon. Haki renklerden kamuflaj desenine, safari
pantolonlardan palaska benzeri kemerlere kadar... Askerlerin arazide
giydiği ve 'utility jacket' adı verilen ceketler, bu modanın en çok öne
çıkan parçaları. Her tasarımcı kendine göre uygulamış tabii bu kışla
havasını. Comme Des Garçons vatkalardan oluşan bir askeri ceket yaparken
Chloe çöllere uzanmış, Loewe ise binicilere göz kırpan bir asker
modasını tercih etmiş. Askeri anımsatan her parça, her renk ve her detay
mübah anlayacağınız. Sadece geçtiğimiz kreasyon patlama yaşayan askeri
bando ceketlerinin artık pazarlarda satıldığını unutmayın yeter. Meali:
Giydiğiniz taktirde moda kurbanı sayılabilir, Ugg'lara benzer tepkilerle
karşılayabilirsiniz. Askeri ceketler keten veya ipek şortlar, hobo
çantalar ve düz sandaletlerle gündüze; kalem etek ve stilettolarla da,
maskülenliğini kırarak geceye giyebilirsiniz. Askeri ceketleri
kullanırken kadınsı unsurlarınızı ön plana çıkarmayı da unutmayın. ŞORT
Yani
yeni mini etek. Her modeliyle, her materyaliyle, her detayıyla bu
kreasyon şort giyiliyor. Denim şortların modası hâlâ sürüyor mesela.
Hermes ve Prada podyumlarından örnek alarak bermudaları da tercih
edebilirsiniz. Veya Alexander Wang'in başını çektiği kısa taytları ve
deri şortları. El kadar şortları plaj dışında giymeye cesaretiniz yoksa
(ki olmasını da beklemiyorum!) en güzeli, ipek şortlar. Ve tabii ki
yüksek belli modeller. Tişört giyin, gömlekle tamamlayın, hatta 80'lere
dönüp gömleğin önüne bir düğüm atın.
http://www.baharmodasi.com/